Bir filmde ya da televizyon dizisinde, orijinal dildeki diyalogların yerine, farklı bir dildeki çevrilmiş konuşmaların getirilmesi işlemine dublaj deniliyor.
Globalleşen dünyada filmler kadar televizyon dizileri ve şovları da başka ülkelere pazarlanıyor. Her ne kadar filmi ya da diziyi orijinal sesiyle dinleyip alt yazı okumak bir yöntemse de, özellikle izleyici kitlesinin alt yazı okumak istemediği durumlarda dublaj yapmak bir zorunluluk haline geliyor.
Dublaj süreci zorlu ve emek gerektiren bir süreç, çünkü dublaj sanatçıları da mikrofon ardında en az oyuncular kadar rol yapıyorlar. Seslendirme yapmak için diksiyon ve ses öncelikliyken, dublaj yapmak için tiyatral yetenekler de gerekiyor.
Dublaj nasıl yapılır?
Öncelikle orijinal metin, bir çevirmen aracılığıyla istenen dile çevirilir. Daha sonra filme özel sesler, müzikler ve sesli efektler eklenir. Tüm bunlar, dublaj sanatçısının işini kolaylaştıracak detaylardır. Dublaj sanatçıları, genellikle kayda geçmeden önce 3-4 kez kulaklıkla orijinal sesi dinleyerek ifadeleri ve tonlamaları kavramaya çalışırlar. Bu aşamada, seslendirme yönetmeni, dudak hareketlerinin benzeşmesi açısından metinde bazı eş anlamlı kelimelerle değişiklik yapabilir.
Konuya yeterince önem vermeyen ülkelerde, dublajın filmin ya da televizyon programının değerini düşürdüğü hep tartışılagelen bir konudur. Örneğin Cem Yılmaz‘ın gösterisi farklı bir dile çevrilse acaba espriler orijinali kadar etkileyici olabilir mi? Bu konu tartışmaya açıktır, çünkü sözlerin içeriği kadar nasıl söylendiği, tonlaması, vurgusunun yaratacağı etki sübjektif bir konu olarak yorumdan yoruma değişir. İşte tam da bu noktada dublaj sanatının önemi kendisini açıkça göstermektedir.
Bir çok Avrupa ülkesinde, dublaj işinin çok dillilik konusuna bir engel oluşturduğu tartışılmaktadır. İngilizce’nin basit düzeyde anlaşılabildiği ülkelerde istatistiksel olarak alt yazı, dublaja göre daha çok tercih edilmektedir. Bununla birlikte, özellikle çocukları hedef alan çizgi filmlerde dublaj tercih edilir.
Dublajı savunanlar, film izlerken alt yazının algıdaki bütünlüğü bozduğunu düşünürler. Alt yazı okumak yüksek konsantrasyon gerektirdiği için, yazıları takip eden izleyicinin bazı sahneleri kaçırdığı da yadsınamaz bir gerçektir.
Dudak senkronizasyonu dublajla eş anlamlı olarak kullanılır. Yani, dublaj sanatçısının dudak hareketleri, orijinale uygun hale getirilmeye çalışılır. Bu çalışma, izleyicinin filmi daha iyi anlamasına ve olayları hayal gücünde daha iyi yaşatmasına yardımcı olan kritik bir süreçtir. Seslendirme ve dudak senkronizasyonun birlikte başarısı, özellikle uzun metrajlı filmler ve animasyonlar için oldukça önemlidir.